Kategori: Psikoloji/Psikiyatri

Panik Atak ve Panik Bozukluk

Panik atak, panik bozukluk başta olmak üzere birçok psikiyatrik bozuklukta ve bazı fiziksel hastalıklarda görülen yoğun korku, kaygı, yoğun endişe karışımı bir nöbettir.Panik atak, artık tek başına bir psikiyatrik hastalık/rahatsızlık veya tanı olarak ele alınmamaktadır; PA, daha çok kaygı bozuklukları bağlamında ortaya çıkabildiği gibi diğer ruhsal bozukluklarda (Depresyon, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ) veya birtakım sağlık durumlarında (kalple ilgili vb) da ortaya çıkabilir. Tedavisinde sadece ilaç yeterli olmayabilir; ilaçlar belli bir düzeye kadar kaygıyı azaltabilir veya belirtileri ortadan kaldırırabilir; ama ilaçlardan sonra atakların tekrarlama olasılığı yüksektir. Bu anlamda ilaç ile yapılan birlikte terapi/danışma sürecinin daha etkili sonuçlar verdiği bilinen bir gerçektir.

Read More

Jon Ronson-Psikopatlık Testine Tuhaf Cevaplar

‘Hikayem şöyle başlıyor: Bir arkadaşımın evindeydim, kitaplığında zihinsel rahatsızlıkları içeren DSM kitapçığı vardı. Bu, bilinen tüm zihinsel rahatsızlıkları listeler. 50’lerde oldukça inceydi, gittikçe büyüdü, büyüdü, büyüdü ve şimdi 886 sayfa kalınlığında. 374 zihinsel rahatsızlığı içeriyor.

Benim bir zihinsel rahatsızlığım olup olmadığını düşünerek sayfalarını kurcalarken, 12 tane rahatsızlığım olduğu ortaya çıktı. Öncelikle genel kaygı bozukluğum var. Kabus bozukluğum var, eğer sürekli başarısız olduğunuz veya başarısızlıkla damgalandığınız rüyalar görüyorsanız bu bozukluğunuz oluyor, benim bütün rüyalarımda insanlar beni yolda takip edip “Başarısızsın.” diyorlar. Ebeveyn-çocuk ilişkisi sorunlarım var, bunun için ebeveynlerimi suçluyorum.  Şaka yapıyorum, şaka. Şaka yapıyorum. Ayrıca hasta rolü yapıyorum. Bence hem hasta rolü yapmanın hem de genel kaygı bozukluğunun aynı anda görülme sıklığı az olmalı, çünkü hasta rolü yapmak beni kaygılandırıyor..’

Read More

Ruhun Ölümü (Cinsel İstismar)

Cinsel istismar gibi çocuklukta yaşanılan travmatik olaylar, kişilerin daha sonraki yaşamlarının farklı alanlarında (kişilerarası ilişkilerde güvensizlik duyma, psikolojik sorunlar vb..) problemler yaşamalarına neden olmaktadır.. Bu gibi durumlara maruz kalan çocukların, bu travmatik olayların izlerini sonraki yaşamlarında silmeleri hiç de kolay olmamaktadır..

Çocuk istismarı, fiziksel ya da psikolojik olarak bir çocuğa bir yetişkin tarafından kötü davranılmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şöyle tanımlar: “Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan tüm davranışlar, çocuğa karşı yapılan kötü muamelelerdir.”

Cinsel istismar ise, çocuğun, bir erişkinin cinsel gereksinim ya da isteklerinin doyumu için cinsel nesne olarak kullanılması ya da kullanılmasına göz yumulmasıdır. Cinsel istismar başka bir ifade ile çocukların cinsel yollarla istismar edilmesidir. Peki, cinsel istismarın belirtileri nelerdir? Read More

PSİKOLOJİ mi PDR mi?

Ronaldo mu Messi mi..??

Samsung mu yoksa Apple mı ?
Nikon mu Canon mu ?
Kıvanç mı Kenan mı..??

Bu sorular ile ilgili tartışmalar belki bir gün biter; ama bu gün anladığım kadarıyla ‘Psikoloji mi yoksa Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) mi ?’ sorusu ve tartışması çok uzun bir süre daha devam edecekmiş gibi gözüküyor..

Read More

Günlük Yaşamın Psikopatolojisi (Parapraksiler-Dil sürçmeleri/Yanılmalı Edimler)

Parapraksi, kelime anlamı tıp dilinde her ne kadar unutkanlık (agnozi’ye bağlı olarak gelişen apraksi çeşidi; hasta eşyaları koyduğu yeri unutur, konuşurken ve yazarken kelimeleri yerinde kullanamaz) olsa da; psikolojide ‘günlük yaşam içerisinde dil ve hareket sürçmeleri’ olarak tanımlanmaktadır. Parapraksileri genel olarak iki başlık altında ele alabiliriz; birincisi ‘ya aslında öyle demek istememiştim’ şeklinde kıvırmaya çalıştığımız;) ‘dil sürçmeleri’ (artık bu dil sürçmelerinin yerini klavye sürçmeleri aldı:) ) ikincisi ise ‘yanılmalı edimler’ yani  yanlışlıkla yaptım dediğimiz veya yaparken farkında bile olmadığımız davranışlardır.. Freud, bu yanılmalı edimleri (davranışları) de kendi içerisinde ‘araz (işaret-semptom) belirten ve ‘elde olmayan edimler’ olarak ikiye ayırmıştır. Ancak bu ikisi arasında kesin bir çizgi çekilemeyeceğini; bu gruplandırmaların sadece tanımlama konusunda kolaylık sağlamasında başka önem taşımadığını da vurgulamaktadır. Read More