Ayrılığın Psikolojisi
Bir ayrılık yaşadıktan sonra daha önce hiç o kadar dikkat etmediğiniz belki de daha önce yüzeysel olarak görüp geçtiğiniz ince ayrıntıları daha net görmeye, bazı şeylere daha fazla dikkat etmeye başlarsınız.. O gün iş yerinde oda arkadaşınızın duygusal parçalar dinlemesini veya ‘uzun bir aradan sonra bir pop grubunun yas sürecini anlatan şarkılarını özlediğini’ söylercesine açıp dinlemesini kendinize özel olarak yapılmış bir davranış gibi hissedebilirsiniz.. Sosyal paylaşım sitelesinde paylaşılan ve çok klasikleşen aslanlar arasında kaldıktan sonra daha sonra arkadaşları tarafından yanlız bırakılmayarak ve destek çıkılan bir bufalo’nun kurtuluşu ile ilgili video’nun sonunda not olarak düşülen (“Kalabiliyorsan sonuna kadar beraber.. Ben yerine biz olabiliyorsan eğer.. Arkada bırakmıyorsan kimseyi ne olursa olsun.. İşte o “birlik” için savaşmaya değer..”) sözlerini bile ‘kendi üzerinize almaya başlayabilirsiniz.. Sizin açınızdan durum o derece vahimleşir yani (!) Aslında ”algıda seçicilik” bu dönemde algılamalarınızın merkezinde yer almakta ve adeta sizlere bir çeşit oyun oynamaktadır. Sanki her şey inadınıza ve siz ayrıldığınız diye bu şekilde vuku bulmaktadır.. Yine bu dönemde ‘bilişsel üçlü’ olarak nitelendirilen; kendinize (‘tek başıma yapamam), diğerlerine ve dünyaya (‘benimle ilgilenen ve bana önem veren hiç kimse yok’), ve de geleceğe ilişkin (‘artık kimse beni böyle sevmeyecek’) şeklinde ortaya çıkan bazı düşünceler ile yoğun bir şekilde karşılaşabilirsiniz.